Ak Şeyhin Kerameti
Kostantaniyye'nin fâtihi iki
tanedir. İlki gönül fatihleridir ki, bunlar uzun yıllar evvel
İstanbul'da yerleşmiş İslâm müca-hidleridir. İkincisi ise madde
plânında, sebeb dünyasında ya-şayib adetullaha riayetle can verip şan
alan, kan döküp kal'a alan İslâm mücahidleridir. Bu mücahidler ordusunun
mânevi mimarı Ak Şemseddin Hazretleri, Sultan 2. Mehmed'İ
Kostantaniyye'nin fethi için daima teşvik etmiş, desteklemiş ve onun ve
ordusunun muvaffakiyete ulaşması için Rabi Âlâ'ya niyaz ve tazarruda
bulunuyor idi. Bir gün Sultan Hazretlerinin Kutlu otağına şu haber
ulaştı. Ak Şeyh, keşif yoluyla Peygamber Efendimiz (S.A.V.)'in
mihmandarı Hazreti Ebû Ey-yüb'ül Ensârî'nin kabri şeriflerini bulmuştu.
Bu haber İslâm ordusunda bir müjde olarak kabul olundu. Mücahidler
ordusunun kuvve-i mâneviyesi en yüksek dereceye vardı.
Çünkü
bu kuvve-i mâneviyenin yükselmesi için sebeblerin en büyüğü bu büyük
sahabinin hayatında mündemiç idi. Medine'de bir gün Kur'an-ı Kerim
okurken cihadla ilgili ayetlere gelince doksan yaşındaki bu aksakallı
sahabi ayağa kalkar zırhını kuşanır, kılıcını beline takar, okunu yayını
alır. Ben Halifenin ordusuyla cihada gidiyorum, der Evlât ve torunları
baba sen yaşlısın, o iş bizim işimiz artık, derlerse de o mübarek
sahabi vecd halinde, kimseyi dinlemez ve Halifenin ordusuyla Beldeyi
Tayyibeye cenge gelir ve burada şehadet mertebesine de nail olur. Bu
doksan yaşından sonra cihada çıkan sahabinin kabrinin bulunuşu fethin
yakınlığının işareti olduğu aşikâr olduğundan, bülbülün gül dalına
konması gibi, zaferin de İslâm mücahidlerinin ağuşuna gelmesinin sembolü
olmuştur. Dolayısıyla kuvvei mâneviyyelerinde tezayûdüne vesile
olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder