Osmanlıda Yokluklar Ne Kadardır? - Nedir Ödev İndir

Osmanlıda Yokluklar Ne Kadardır?

1914 yazında şekerin kilosu 20 paraya (yarım kuruş) fırladığı zaman, halk, Sultan Hamid devrinin fiyatlarıyla mukayese ederek şikâyet etti. Ama şeker 1916Ağustos’unda 60 ve 1917 Temmuz’unda 120 kuruşa (1,2 altın) fırladı. Bir bidon gaz (16 kg) 50 kuruş (yarım altın) oldu. Dolayısıyla İstanbul bile karanlıklara gömüldü. Zira elektrik ancak zengin evlerinde, Beyoğlu, Şişli gibi semtlerde vardı ve havagazı ile aydınlanma da bütün şehre yayılmamıştı. Tekrar mum devrine dönen İstanbul, zamanla mum da bulamadı. Çıra, onu bulamayınca ağaç yakarak aydınlanmaya başladı. Vaktiyle Pâytaht-ı Cihan denen belde, mağara devri şartlarına dönmüştü.1914 yazında İstanbul halkı, pahalılıktan çok şikâyetçi idi. Hâlbuki daha büyük felâket patlamamış, Harb-i Umûmî başlamamıştı. Gazeteler, dergiler, artık hâkan-ı sabık (eski imparator) dedikleri Sultan Abdülhamid’i yermekten usanmışlar, onun devrindeki ucuzluğu, rahatlığı, bolluğu, barışı göklere çıkaran yazılar yayınlıyorlardı. Gerçekten 1908 Türkiyesi, ucuzluk cenneti idi. İhtikâr, karaborsa bilinmiyordu. Sadece ezelî derd olan rüşvet vardı.
Zira petrolün bidonu 1917′de 250 kuruş (2,5 altın) oldu. Bütün siyasî partilerimizin atası olan iktidardaki İttihâd ve Terakkî’nin organı gazete şöyle yazıyordu:  ”Gecelerinizin karanlık geçtiğine üzülmeyiniz. Yakında zaferin ışıklarıyla bütün Osmanlı dünyası aydınlanacaktır!”.



24.3.1917 kararnamesiyle, İstanbul’da halka kişi başına karne ile kilosu 20 kuruştan ayda 150 gram şeker ve kilosu 10 kuruştan 300 gram kuru fasulye veriliyordu.  Osmanlı ticareti, tarımı, madenleri, sanayi-i mahvoldu. Ama hepsinden vahîmi, o kadar yüz senelik devlete mutlak güven, temelinden sarsıldı…1916 Kasım’ında İstanbul kasapları dükkânlarını kapattılar. Zira satacak et yoktu. İstanbul’a hayvan gelmiyordu. O zamana kadar Osmanlı toplumunda asla görülmemiş bir problem oluştu: aile fertlerinin ölmesiyle kimsesiz kalan ve akrabaları olsa da onlar tarafından ekonomik şartlar dolayısıyla kabul edilmeyen, terkedilmiş çocuklar…  Bu problem, Türk toplumunda, Avrupa’dan asırlarca sonra başlamış oldu. 1917 yılının ilk yarısında, yalnız İstanbul’da böyle 20 bin çocuk bulunup hükûmetin koruması altına alındı. Komşuları tarafından kabul edilmeyen çocuklar… Osmanlı toplumunda böyle bir yüzkarası kesin şekilde görülmemişti. Dehşetli bir sosyal kopukluk oldu. Her fert kendini kurtarmaya çalışıyordu. Kimse başkasının derdiyle ilgilenmiyordu.
Yılmaz Öztuna, Osmanlı Türkiyesi’nde Enflasyon, Tarih ve Medeniyet, Temmuz 1994

(1) Şevket Pamuk“İstanbul’da Enflasyon”, Bilim ve Teknik Dergisi, sayı 393 (Ağustos 2000), s. 74-78.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder